7 Ocak 2011 Cuma

Hayalperest

Git artık be adam! Git başımdan!

Üstünde eski püskü siyah palton,etrafı süzüyorsun bölük pörçük gülümsemenle.
Sıcacık, çatallı sesin buz gibi havayı kırıp geçiyor.
İnadına mı yapıyorsun sen, ha?
İnadına mı yapıyorsun kaçamayayım, gidemeyeyim diye?
Seni de kovamayayım...?
Bırak beni, çöz ellerimi adam!..
Gençlik rüzgarlarımı da kaçırırsam, neyle yelken açacağım yarınlara?

Nedir o gözlerindeki?
Ne oldu, yağmurlu muydu oralar?
Cevap ver be adam, cevap ver bana!
Nedir o ıslak, minik taneler?
Hadi gitmiyorsun, anladım, yeter gözümün içine baktığın!
Susma bari, bir ses et, vur kulaklarımdaki yalnızlığı!
Çek tetiği artık adam! Yolun sonu burası.
Vur da bitsin! Burada bitsin...

Evin nerelerdedir senin? Yoksa kapı kapı gezenlerden misin?
Umursadığımdan değil ya, git başka kapıya!
Sadece merak benimki... Nedir seni kendi evine yabancı yapan?
Ne yaparsın masallardaki gibi dost kapıları yatak, huzur da yorgan olmayınca?

Yüzünde ne var öyle? Ne bu halin!
Umut mu o gözlerindeki yalancı ışık? Sahte bir teselli mi unutkanlık? Ya aynalara bakmamazlık?
Nesin sen, ne?...
Üstüne bir bez parçası örtmeyi bile çok gören hayat, eline bir de bardak mı verecek dolu tarafını boş tarafını seçme hakkın olsun diye!..
Arama boşuna. Bulamazsın zamanla çöken o çirkinliğin iyi yanını.
İçmişsin bir de seni ısıtacakmış, işe yarayacakmış gibi!
Düpedüz hayalperestsin sen be adam! Gördüğüm en kötü hayalperestsin!

Hiç yorum yok: