25 Şubat 2011 Cuma

Karanlık Bir Ben

...Soğuk nefesin ensemde parçalanır, çoğalır, dağılır. Arkamda, nabzını hissettiğim gölgem... Git gide yükselen güneşle, kara parmakların boynuma yanaşır.
"Gitme."
Ağlamaklı sesin gök gürültüsüyle titriyor.
"Gitme!"
Boynuma dolanan parmakların, dikenli sarmaşıkları andırır... 
"Hayalleri mi bırakacaksın böyle yıkık dökük, arkanda? Gitme..."
Dikenlerin ruhuma saplandıkça yok olur duyguları ayıran soğuk tenler. Şimdi sadece ben ve gölgem...
Umut ve keder.
Yalnızca birbirlerinin aynaları...
"Gözlerime bak! Bak ve gör! Sen değil oradaki; karanlık bir ben."
Görüyorum; küçücük bir ışıltıya kısılmış karanlık bir figür. Kapana kısılmış... Kendi kendini tutsak ediyor gözlerine. Mutlu...
Korkarsın yine de, güvenemezsin kimseye. Seninle kalmaya yeminli olsa bile...
"Gitme."



11 Şubat 2011 Cuma

Madame Red

Kırmızı... Her yer kırmızı.
Gözünün önündeki ışık uzaklaşıyor git gide. Gülümse, korkmanın zamanı değil. Çok yakışıyor gölgeler yüzüne.
En sevdiğin hâlâ burada, hiç peşini bırakmadı. Bak;
Kırmızı... Her yer kırmızı.
Tüm hüznünü, kederini, öfkeni... Bırak her şeyini, uçup gitsin hepsi... Çünkü bitti. İzin ver tutam tutam düşsün elime hatıraların; ipek, kızıl saçların gibi.
İşte, böyle bir yer son durak; her yeni solukta başka bir kişi terk eder burada geçmişini. Bir kişi gözlerini yumar, bir film daha yanar...
Yorma kendini, sadece izle. Ben seni sonra taşırım soğuk yatağına. Oradasın, bak. Uğurun da orada;
Kırmızı... Her yer kırmızı.
Gören, elindeki gülleri dudaklarınla boyamışsın sanıyor.
Daha bilmiyorsun hiçbir şeyi, bu lanetli sevgilinin nelere tanıklık edeceğini... Duvardaki aynada görüyorsun kendini;
Kırmızı... Her yer kırmızı.
Ama güzel, her şeye rağmen.
Asil birisi karşındaki; sonuna kadar insana sabırla yoldaşlık eden ka-dı-n gibi. Yürürken topuklarının sesi salonda yankılanıyor.  Herkesin aklında aynı soru; Kim bu?
Kırmızı.
Her yer kıpkırmızı.
Aynadaki ka-dı-n... Ne karşısındaki, ne de başka biri; bir o biliyor cevabı.