27 Mayıs 2009 Çarşamba

Çok ışıklı...

Gitsin istiyorum! Keşke hiç başlamasaydı, keşke hiç gerçekten mutlu olmasaydım! Keşke yakın olsaydı...Her yönden. Gerçekten, gerçekten... Bir sürü şey var kafamda ama o kadar karışıklar ki... Burda, hemen yanımda. Kedimin yerinde belki... Küçük... Işık... Sönüyormuş meğer. Yemin edebilirim buna... Herşeyden daha gerçekti aklımdakiler... Şimdi neden gittiler?.. Kafamı koyabileceğim bir yer yok mu?.. Şu dünyada... Şu hayatta... Çok acımasız işte... Sesim güzel değil diye şarkı bile söyleyemiyorum baksanıza... Bak! Sana diyorum! Beni duymanı istiyorum. Zihnimi okuyabilseydin keşke, anlatamadıklarımı duyabilseydin... Belki yapabilirsin ama... Sanmam, istemezsin... Gerçekten farklı bir şeyler vardı... Göremediklerini görüyordun... Göremediklerini görüyorum ben... Aynı... Ama farklı...Ve herşeyden çok... Herşeyden, renklerden bile diyebilirim... Anlatmaya çalışıyorum neden anlamıyorsun! Keşke... Keşke! Kabullenemesem keşke... Unutmasam keşke... Ve keşke yakın olsa... Farklı olmasa. Pencereden baktığımda ne gördüğümü biliyordun... O gün güneşe baktığımda ne olduğunu biliyordun... Sen söylemiştin zaten, gülümseyecektim biliyordun. Anlıyor, eminim... Bir şarkı bul, hadi. Seni anlatsın her cümlesi... Bir resim çiz, gerçekleri yansıtsın ama ışıklar da olsun içinde... Bir dünya kur, beni de al. Bir yere git, beni de al.. Yollara düş nereye gideceğini bilmeden, beni de al... Çekip çıkar beni burdan, ama bunları unutmayayım. Çünkü ne olursa olsun güzeldi, aydınlık gerçekleri özleyeceğim...

22 Mayıs 2009 Cuma

"Sen..." Ben...

Yazıyorum... Sabahtan beri bir şeyler yazıyorum çiziyorum. Parmaklarım acıyor ama umurumda değil, yazmalıyım. Düşünceler çok karışık... Işık yok, okuyamıyorum onları. Pembe gözlüğümün rengi solmuş, hayallerim rengarenk değil. Çok cansız. Aslında canlı ama... Bir şey ifade etmiyor. "Yarın var.. Sonsuzluk bizim"..."Keşke burda olsaydın"..."Keşke burda olsan...hep."..."Bu kadar."... Of.. Bütün düşüncelerimi dağıtmak istiyorum. Konuşamayacak kadar aptallaşmak istiyorum ve öyle kalmak... "Keşke... Keşke!"...
"Ve o bekleyebildi..."Sen de beklemelisin...
"Geçmişe bakma." Bakmayacağım...
"Korkma..." Korkmuyorum...
"Asla geç olmayacak..." Çok geç...
"Aklın nerde senin!" Bilmiyorum...
"Düşün..." Düşünmek istemiyorum!
"Bir kelime tut aklından..." Tuttum...
"Ne?" Söylemeyeceğim...
"Deliriyorsun..." Deliriyorum...
"Sen küçük, işe yaramaz bir çocuksun!" Evet öyleyim...
"Salak!" Belki...
"Uyuman gerekiyor" Sadece biraz daha kahve içmem gerekiyor...
"Dönüp duruyorsun aynı yerde..." Kayboldum...
"Düşün, hadi." Düşünemiyorum.
"Sınırlara dikkat et..." Sınırları görüyorum...
"Uyum sağla biraz." Onlar uyum sağlasın!
"Düşün." Kafayı yiyorum...
"Düşün." Olmaz!
"Düşün." İstemiyorum!
"Kaçamazsın." Kaçarım. Yarın var... Sonsuzluk bizim!!
"Öleceksin." Bunu yarın sabah tekrar söyleyeceğim...
"Öleceksin." Ölmeyeceğim.
"Öleceksin." Kanıtı var mı?
"Sonsuzluk SİZİN değil, ONUN." Sonsuzluk bizim!
"Aptal." Sadece körüm...
"Saklambaç oynayabileceğinizi mi düşündün?" Oynuyoruz...
"Oyun oynayamazsınız..." Oynarız.
"Koşamazsınız." Koşarız.
"İnanamazsınız." O inanır, ben inanamam...
"Her gün ve her gün..." Sonsuza kadar...
"Uyu" Uyuyacağım.
"Hemen." Kahve içmem gerekiyor...
"Hemen." Bilgisayar...