22 Mayıs 2009 Cuma

"Sen..." Ben...

Yazıyorum... Sabahtan beri bir şeyler yazıyorum çiziyorum. Parmaklarım acıyor ama umurumda değil, yazmalıyım. Düşünceler çok karışık... Işık yok, okuyamıyorum onları. Pembe gözlüğümün rengi solmuş, hayallerim rengarenk değil. Çok cansız. Aslında canlı ama... Bir şey ifade etmiyor. "Yarın var.. Sonsuzluk bizim"..."Keşke burda olsaydın"..."Keşke burda olsan...hep."..."Bu kadar."... Of.. Bütün düşüncelerimi dağıtmak istiyorum. Konuşamayacak kadar aptallaşmak istiyorum ve öyle kalmak... "Keşke... Keşke!"...
"Ve o bekleyebildi..."Sen de beklemelisin...
"Geçmişe bakma." Bakmayacağım...
"Korkma..." Korkmuyorum...
"Asla geç olmayacak..." Çok geç...
"Aklın nerde senin!" Bilmiyorum...
"Düşün..." Düşünmek istemiyorum!
"Bir kelime tut aklından..." Tuttum...
"Ne?" Söylemeyeceğim...
"Deliriyorsun..." Deliriyorum...
"Sen küçük, işe yaramaz bir çocuksun!" Evet öyleyim...
"Salak!" Belki...
"Uyuman gerekiyor" Sadece biraz daha kahve içmem gerekiyor...
"Dönüp duruyorsun aynı yerde..." Kayboldum...
"Düşün, hadi." Düşünemiyorum.
"Sınırlara dikkat et..." Sınırları görüyorum...
"Uyum sağla biraz." Onlar uyum sağlasın!
"Düşün." Kafayı yiyorum...
"Düşün." Olmaz!
"Düşün." İstemiyorum!
"Kaçamazsın." Kaçarım. Yarın var... Sonsuzluk bizim!!
"Öleceksin." Bunu yarın sabah tekrar söyleyeceğim...
"Öleceksin." Ölmeyeceğim.
"Öleceksin." Kanıtı var mı?
"Sonsuzluk SİZİN değil, ONUN." Sonsuzluk bizim!
"Aptal." Sadece körüm...
"Saklambaç oynayabileceğinizi mi düşündün?" Oynuyoruz...
"Oyun oynayamazsınız..." Oynarız.
"Koşamazsınız." Koşarız.
"İnanamazsınız." O inanır, ben inanamam...
"Her gün ve her gün..." Sonsuza kadar...
"Uyu" Uyuyacağım.
"Hemen." Kahve içmem gerekiyor...
"Hemen." Bilgisayar...

Hiç yorum yok: