4 Mart 2010 Perşembe

Renkli Kulaklıklar...

Yağmur... Ne kadar güzel vuruyor camlara, renkler fırlatıyor her yere. Onlar göremezler tabi bu renkleri... Neyse, onlar kimin umurunda ki? Sıcacık çayım elimde, sarı hırkam ve mor eteğim üzerimde... Çayımdan aldığım her yudum ağzımı rengarenk boyuyor sanki.
Çay bitti, dolaşmak için güzel bir zaman. Küçük kızlar koşuşturuyorlar, ellerinde soluk renkli balonlar... Çığlıklarının balonlardan daha renkli olduğunu fark etmiyorlar sanki. Şehir çok telaşlı, durup etrafı izleyen tek kişi benim sanki. Şemsiyemdeki pembe çiçeklere benzeyen bir sürü çiçek var burda. Onlarda şemsiyemdekiler gibi damla damla ıslanıp boyanıyorlar... Heryer rengarenk. Gökgürültüleriyle boyanıyor gökyüzü. Şehirlilerin siyah giysileri telefonlarıyla konuşurken gökkuşağına dönüşüyor. Islanmadıklarını sanıyorlar... Ne kadar garip bir yer burası.
Çizmelerim ne kadar güzel, üzerlerinde kelebekler var. Onların fotoğraflarını çekmek isterdim, ama makinem yok. Kırmızı eldivenlerim ve yeşil şapkam... İnsanlar onları ve diğer renkli şeyleri neden sevmiyorlar acaba?
Kızın sesi ne kadar güzel bir renge boyuyor havayı. Üzerinde parlak küçük parlak noktalar olan kırmızı, yeşil, mavi ve sarı dalgalar saçılıyor etrafa şarkının her sözünde.  Bu görüntü büyüleyici... İnsan nasıl böylesine parlak şeyleri göremez ki?..

2 yorum:

Angelina dedi ki...

Uzun zamandır buraya girmediğimi fark ettim... Bir baktım da, özlemişim yazılarını...
Neden bilmiyorum ama tanıdık geliyor yazızların bir yerden sonra, rahatlatıyorlar beni.. "Evet... Evet!..." dememe neden oluyorlar.
Yazıların çok güzel, sakın yazmayı bırakma...
"Seni anlıyorum..."

Rider dedi ki...

Beni anlayan birisi olması güzel :) Yazılarımı okuduğun için sana zaten ayrıca teşekkür etmeliyim.. O zaman edeyim; teşekkürler!:D Ay kafam iyi de biraz.. :D