4 Temmuz 2010 Pazar

Çiçeklerin Prensi

Gelen geçen yüzüne bile bakmaz ya hani; biliyorum o saçma duyguyu...

Tatlı prensinin getirdiği çiçekler solunca korkarsın gereksiz yere... Biliyorum.

Senden hızlı o... Kaçamazsın. Biliyorum... Koşma boşuna. Huzurlu ölelim burda.
Çizginin sonu orda bir yerlerde. Hep bekler, bıkmaz; biliyorum. Hep orda kalır, seni çağırır. Biliyorum...
Gitmezsen ölürsün. Gidersen ölürsün... Biliyorum. Anlatma boşuna.

Minik prensin... Bekler o seni cennette, hiç acele etme.

Seni uzaklara iten son gücün... Artık kalmadı. Biliyorum.
Adımlarını hızlandıran geçmişin... Hiç orda olmadı aslında. Biliyorum ben hepsini...
Saklanmak seni kurtarmaz... Yine de iyi hissettirir hep. Biliyorum.

Lanet olası prensin... Hiç o olamadım. Hiç o olup sana sarılamadım...

Kimse cehennemden çıkaramaz seni. Ama biri elinden tutsa o kadar koymazdı değil mi? Biliyorum...

Yıldızların prensidir o... Ayın prensidir, tatlı uykunun prensidir... Güzel olan her şeyin prensidir, çiçekler getirir sana...

Gözlerini kapayınca yok olmaz oysa her şey. Evinde uyanamazsın hep.
Canının yanması kâbusun bittiği anlamına gelmez her zaman... Bazen kâbusun gerçeğe döndüğünün habercisidir acı.

Bir battaniye istersin karanlıktan çıkamayacağını anladığında... Sadece eski, yırtık bir battaniye. Canavarlardan koruması için seni uyurken... Masum prensinle birlikte... Biliyorum.

Hiç yorum yok: