15 Temmuz 2010 Perşembe

Zayıf Işık

Bazen hiçlik kadar ağırdır birbirine karışan tüm bağırışlar. Hiçlik kadar anlamsız, hiçlik kadar saçma... Komiktir. Ürkütücü derecede komiktir hatta... Bazen sadistlik gizlidir birbirine karışan tüm o seslerde.  Ciğerlerine dolar, seni yavaş yavaş boğar... Sıcacık bir ürperiş gibidir.

Ellerini gezdir kollarımda... Son kez. Son kez damarlarıma bastırarak isyan et her şeye.  Yapabileceğin tek şeyi yap ve reddet yıldızları; sırf güneş batmıyor diye.

Tüm dostlarının düşmüş yapraklar gibi rüzgarla kaybolmalarını izle. Hiçbir şey yapmadan... Ama... bu sefer gerçekten izle onları. Gözlerinin içine bak. Bırak silahını; ve parlak güneşin altında savunmasız olarak hisset içlerindeki fırtınayı.

Atalım tüm maskeleri. İzin ver... İzin ver tüm duygular çırılçıplak kalsın kışın ortasında. Bir mum yakalım penceresiz odamızda. Gerçekten yüzünü göreyim yalan söylerken bu gece... Seni tüm sahteliğinle içime çekeyim yarınlarımız için. İnanmak için, kendimi korumak için... Mutlu olmak için.

Bir fotoğrafını ver bana. Ver ki görebileyim seni... Aynaya bak benimle birlikte, sudaki yansımamıza bakarak öp beni.

Korktuğum için, bazen inanamadığım için...

Kapımı çal yarın; bu gün için.

Hiç yorum yok: