21 Şubat 2010 Pazar

Kar Kadar Parlak

Bu gün yorgunum. İnanacak kadar gücüm yok artık... Değişmiyor, hiçbir şey istediğim gibi gitmiyor. İstediğim kişi değilim ben... İstediğim kişileri bulamayacağım. Cesur değilim. Şansımı bulamıyorum ki kovalayabileyim.. "Herkes adını bilecek" diyor hâlâ şarkı... Bilmeyecekler, çünkü uğraşmıyorum. Her zaman sönük kalacağım... Hani anlık yaşıyordum ben, öyleyse neden çekip gitmiyorum? Öyleyse neden hâlâ birilerini bekliyorum? Kendime hiç güvenmiyorum bu sıralar... Hiç yaratıcı değilim. Benim uzaklaşmaya ihtiyacım var... Yalnızlığa ihtiyacım var. Ama olmuyor işte.. Burda saçma duygular karışıyor işin içine. Bana bakan o sayfada koskoca yazıyordu "Sınırlar yok, değil mi?" diye..  Evet demiştim. evet sınırlar yok. Peki nerde o cevabı veren kız? Ondan geriye külleri kaldı... Simsiyah, ve arkasındakini karamsarlığa çekiyor... Şimdi şarkılar da yok, sesim kısıldı... İnancım yok oldu... Bundan nefret ediyorum. Keşke inanabilseydim bir gün gerçekten şarkı söyleyebileceğime. Keşke bir gün korkularımı yakalayıp öldürebileceğime inanabilseydim. Keşke... Keşke daha umut dolu resimler çizseydim. Keşke yalanlarımı kendime saklasaydım... Kimse gerçekten tanıyamasaydı beni. Keşke saçımı boyamaktan korkmasaydım... Kimim ben diye sormuyorum şimdi... Çünkü biliyorum; ben olmak istemediğim kişiyim. Sormam gereken... Kim olmak istiyorum ben? Yağmurun sesi gibi şimdi güneş ışıkları... Beni ıslatıyor. Bulutlardan daha beyaz gökyüzü benim için... Gidip yalvaracağım içimdeki kişiye, beni dinlesin diye...

Hiç yorum yok: