24 Eylül 2010 Cuma

Başlangıçta...

...Bir belirsizlikle başlar her şey... Sonsuz bir gölge gibi seni yutar birbirinden farksız sabahlar... Kimse umut dolu sözlerle arkanda duramıyordur o an, tamamen yalnızsındır başı, sonu olmayan bir yolda. Tek yapabileceğin şey, kanatlarını bulana kadar yürümektir... Ya da kendin çizersin yolunu. Kendin yazarsın eski harflerin üstüne, kendi kanatlarınla yarışırsın kuşlarla. Kitaplarını yakarsın çaresizlikten... Kırmızıyı görmek için... Ateşi görmek için feda edersin yarınlarını.  Öyle bir gün gelir ki, tüm sözlerini bozarsın bir saniye için.  "Bu günü" anlarsın koskoca hayattan... Sonra saniyeler küçülür kulağında, yıllar, günlere dönüşür adeta... Ve biter. Hepsi, her şey... Belirsizlikle başladığı gibi, belirsizlikte kaybolur gider tüm elde ettiklerin... Siyah beyaz fotoğraflarda çırpınır yemyeşil gözlerin, dokunamazsın, tutamazsın elinden... Kim bilir, birisi gelir, adını anar bomboş odada, belki yarınlara yankılanır tüm harflerin...

Hiç yorum yok: