26 Eylül 2010 Pazar

Boya


Sabahları, güneşin ilk ışıkları altında yalnızca siyah beyazdır şehir... Binlerce soğuk nefes, soğuk beden yürür duygusuz caddelerde. Söylenmeyen harfler anlamsızca gezinir ölü tenlerde... Bir şey ararcasına. Beklenti dolu, parlak bakışlar iliştirilmiştir bu donuk tabloya. 
Hızla gelip geçen hevesler gibi koşar adımlarla ilerleyen insanların arasında gizlenmiştir "cevabı olanlar." 
Duranlar... Onları arar parlak bakışlar, harfler, sıcacık dokunuşlar... Aynalara bakmış olmak için değil, görmek için bakanlar.
Alevleri kızıla boyayanlardır onlar. Onaylamaz bakışlar altında çırılçıplak soyunmuş, haykıranlardır "Neden?" diye soranlar... Ama görülmezler, duyulmazlar. Duyulsalar da unutulurlar bile bile. 
Gerçeklerin yüzlerine attığı çizikleri bile yok edebilirler hayalleriyle...
Özgür olanlardır "cevapları olanlar".
Kimse umursamazken dökülen yaprakları, birileri sarıya boyar onları. 
Elinde bir kalemi olanlar...
Herkes bir hikayeyi yaşarken, yenilerini yazanlardır onlar.
Cevapları olanlar...
En günahkarlar... En isyankarlar.
Soruları olanlardır "cevapları olanlar".
 

4 yorum:

modafobik dedi ki...

Vaaay bu harbi güzeldi :)) özellikle son iki cümle beni benden aldı

Rider dedi ki...

Teşekkür ederim. "Soruları olanlardır cevapları olanlar." Hiçbir gerçek, ona ulaşacak bir soru sorulmamışken anlamlı değildir :)

modafobik dedi ki...

Yahu filozof musun sen?! :)

Rider dedi ki...

I-ıh, henüz değil :)