2 Eylül 2010 Perşembe

Şarap

Oda ilk kez soğuktu. Yatak ilk kez bu kadar kocaman... Herşey ilk kez bu kadar karanlıktı gözümde. Çünkü daha önce hiç yalnız uyumamıştım ben...
Hiç tüm yorganın bana ait olduğunu hissetmemiştim. Odadaki her nefes benimdi... Her bakış, her kalp atışı... Her korku. Minicik bir kafeste kendi kuklalarımla delirmemek için savaşıyordum. Sen yoktun, yine de sarı hırkamı giymiştim seversin diye... Yine de mavi yatak örtüsü vardı yatağın üstünde... Çünkü başka bir şeyim yoktu benim.  Yalnızca senin sevdiklerin...
Daha önce hiç yalnız uyumamıştım ben...
Her gece, her rüyada, her kabusta... Hep seninleydi müzikler, danslar... Hiçbir şey hissedememekten korktuğumda yatıştırırdın beni, yine duvarları karalardık öfkeyle, tutkuyla, elimizde ne varsa...
Daha önce hiç yalnız uyumamıştım ben... Hiç gerçekten boşlukta olmamıştım.
Her gece, her rüyada, her kabusta, her saniye, her yeni çizgide... Bir şeyler eksikti zaten başından beri. Fark etmemiştim. İçim sıcacık olduğunda, her taraf kıpkırmızıyken, uykuya dalarken... Çünkü daha önce hiç yalnız uyumamıştım ben... Hiç.

Hiç yorum yok: